MÜSİAD KIRSAL KALKINMA VE TARIMIN GELECEĞİ

20 SAYFA TOHUM VE TOHUMCULUK TEKNOLOJİLERİNİN GELECEĞİ Kaynak: Geisler, 1988 ve FAO, 2021 Yıl Verim (kg/da) Primitif Buğday 20-30 14/15. yüzyıl 50 16/17. yüzyıl 90 1800 100 1890 140 1910 200 1950 260 1962 290 1975 460 2000 728 2019 740 Çizelge 2’de görüldüğü gibi Türkiye’de buğday ekim alanları 2000’li yıllara kadar artmıştır. 1925 yılında 3.1 milyon hektar (ha) olan buğday ekim alanı 2000 yılında 9.4 milyon ha’ya kadar çıkmıştır. 2000 yılından sonra ise buğday ekim alanlarında azalma olmuş ve 2020 yılında 6.9 milyon ha alanda buğday yetiştirilmiştir. Türkiye’de özellikle 1950’li yıllarda buğday üretim alanında çok önemli artış olmuştur. Bu artışın nedeni, Türkiye’nin tarımda hayvan gücü yerine makine gücünü kullanmaya başlamasıdır. 2000’li yıllarda buğday ekimalanlarındaki azalmanın nedenleri arasında ise örneğin, buğdaya alternatif olarak özellikle Ege ve Akdeniz bölgelerinde ayçiçeği ekimi yapılması ve tarımsal nüfustaki azalma sonucu özellikle bazı buğday üretim alanlarında üretimin terk edilmesi sayılabilir. Türkiye’deki buğday üretimi ise 95 yıllık süreçte 1.07 milyon tondan 20.5 milyon tona çıkarak 18 kat artış göstermiş ve net buğday ithalatçısı olan Türkiye, bu süreçte net buğday ve buğday ürünleri ihracatçısı bir ülke konumuna gelmiştir. Türkiye hâlen dünyada buğday unu ihracatında birinci, makarna ihracatında ise ikinci sırada yer almaktadır (Anonim, 2018). Türkiye’de özellikle üretim alanlarının azalmasına karşılık üretimin artması, birim alandan elde edilen verimde sağlanan artış ile olmuştur. 1925 yılında 34 kg/da olan buğday verimi 2020 yılında 296 kg/da’a çıkmıştır. Buğday verimindeki bu artışta; tarımda hayvan gücü yerine makineli tarıma geçilmesi, gübre gibi tarımsal girdilerin kullanılmaya başlanması ve özellikle de ıslah edilmiş yeni çeşitlerin yetiştirilmeye başlanması etkili olmuştur. Bitki Islahında Gen Devrimi Dönemi Başladı 20. yüzyılda dünyada buğday ve diğer kültür bitkilerinin veriminde sağlanan artışlarda yalnızca bitki ıslahı değil aynı zamanda tarım tekniklerinin gelişiminin de etkisi vardır. Ancak, sağlanan verim artışlarının en az yüzde 50’sinin uygulanan ıslah teknikleri ile sağlandığı söylenebilir. 20. yüzyılın ikinci yarısından itibaren bitki ıslahında yeni bir dönem başlamış ve “Yeşil Devrim” yerini ”Gen Devrimi”ne bırakmıştır. 19. yüzyılın ikinci yarısında Mendel kanunlarının yeniden keşfi ile bitki ıslahı, bilimsel esaslara bağlı olarak yapılmaya başlanmış ve birçok bitki ıslah yöntemi geliştirilerek 20. yüzyılda kültür birkilerinin verim ve kalitesinde çok önemli artışlar sağlanmıştır. Çizelge 1’de verilen, Almanya’da buğday veriminin tarihsel gelişiminden bu durum açık bir şekilde ortaya çıkmaktadır. Çizelge 1’de görüldüğü gibi 20-30 kg/da olan primitif verimi, 20. yüzyıl başında 200 kg/da olmuştur. 1962 yılında 290 kg/ da olan verim 1975 yılında 460 kg/da’a yükselmiştir. Buğday verimindeki bu hızlı artışta 1944’teMeksika’da başlayıp 1970 yılında Norman Borlaug’a Nobel Barış Ödülü kazandıran ‘Yeşil Devrim’in çok önemli etkisi olmuştur. “Yeşil Devrim” ile geliştirilen kısa boylu ve yatmaya dayanıklı, sağlam saplı buğday çeşitleri sayesinde birimalanda kullanılan gübrelerin kullanımetkinliği artmış ve dünya ölçeğinde buğday veriminde çok önemli artışlar meydana gelmiştir. Çizelge 1. Tarımın Gelişim Sürecinde Almanya’da Buğday Veriminin Değişimi KIRSAL KALKINMA VE TARIMIN GELECEĞI RAPORU - 2021

RkJQdWJsaXNoZXIy NTY0MzU=