MÜSİAD KIRSAL KALKINMA VE TARIMIN GELECEĞİ
SAYFA 47 H âlen 7.9 milyar olan dünya nüfusunun, 2050 yılında 9.7 milyar olacağı tahmin edilmektedir (Anonim, 2021c). Günümüzde 84 milyona yaklaşan ülkemiz nüfusunun ise 2050 yılında 100-110 milyona ulaşacağı tahmin edilmektedir (TÜİK, 2021). Nüfus artış hızına ve gelir artışına bağlı olarak gıda üretiminin de artırılması gerekmektedir. İnsan beslenmesinin ana ögesini oluşturan bitkisel gıdalar toprakta üretilmektedir. Artan bitkisel gıda maddesi gereksiniminin karşılanması için ya bitkisel gıda maddesi üretimi yapılan alanları genişletmemiz ya da birim alandan daha fazla bitkisel gıda maddesi üretmemiz veyahut da her ikisini birlikte yapmamız gerekir. Dünyada hâlen 1.5 milyar ha alanda bitkisel üretim yapılmaktadır. Bu alan dünya karalarının yüzde 10’una karşılık gelmektedir. Dünya karalarının yüzde 90’ını çöller, buzullar, dağlar, meralar ve üzerinde bitki yetiştirme için yeterli toprak bulunmayan alanlar oluşturmaktadır. Söz konusu alanların bitkisel üretim amacıyla ekonomik olarak kullanılma olanağı bulunmamaktadır. Dünyadaki nüfus artışı ve bitkisel üretim yapılabilecek alanların tarım dışı amaçlarla kullanımı nedeniyle kişi başına bitki yetiştirilebilecek alan miktarı her geçen gün azalmaktadır. Nitekim 1961 yılında dünyada kişi başına düşen bitkisel üretim yapılabilir alan miktarı 3.7 da iken bu alan 2015 yılında 1.9 da’ya düşmüştür (Anonim 2021 d). Ülkemizde 1961 yılında kişi başına işlenen alan miktarı 8.2 da iken 2015 yılında 2.6 da’ya düşmüştür. Bu durumda, artan insan nüfusuna yeterli bitkisel gıda maddesi üretimini ancak birim alandan daha fazla verim elde ederek gerçekleştirebiliriz. Birim alandan elde edilen verim ise yetiştiriciliği yapılan bitki türünün genetik yapısına veya başka bir deyişle tohumun genetik yapısına ve bitkinin yetiştirildiği çevre koşullarına bağlıdır. Bitkilerde verim, bitkinin genotipi ile çevre koşullarının karşılıklı etkileşimi sonucu ortaya çıkar. Bitkisel üretimde yüksek verim elde edebilmek için, genetik olarak yüksek verim potansiyeline sahip bitkinin söz konusu yüksek verim potansiyelinin ortaya çıkabileceği çevre koşullarında yetiştirilmesi gerekir. Dolayısıyla yüksek verim için öncelikle genetik olarak yüksek verim potansiyeline sahip tohuma gereksinim duyulmaktadır. İnsanoğlu, bitkisel üretime başladığı zamandan beri yüksek verim potansiyeline sahip tohumları elde etmek için çaba göstermiştir. 20. yüzyıla kadar insanoğlunun daha çok gözlem ve tecrübelere dayalı olarak yürütmeye çalıştığı yüksek verim potansiyeline sahip tohumları elde etme faaliyeti, 20. yüzyıldan bu yana bilimsel esaslara dayalı olarak geliştirilen “Bitki Islahı Yöntemleri”ne dayalı olarak yapılmaktadır. Dünyada anter veya mikrospor kültürü ile elde edilmiş buğday, mısır, arpa, kolza, karpuz, kuşkonmaz, patlıcan ve çeltik çeşitleri bulunmaktadır. DÜNYADA TRANSGENIK SOYA EKIM ALANLARININ TOPLAM SOYA ÜRETIM ALANLARI IÇERISINDEKI ORANI %78 KIRSAL KALKINMA VE TARIMIN GELECEĞI RAPORU - 2021
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy NTY0MzU=